Kimya
Maddenin yapısını, özelliklerini, birleşimini, maddeler arası etkileşimleri ve tepkimeleri üzerinde araştırma ve uygulama yapan bilim dalına kimya denir. Kimya’da maddenin temel birimi, atom, ve atoma bağlı kavramlar sıklıkla kullanılır.
Kimya bilimi tarihsel açıdan bakıldığında; simya öncesi, simya dönemi, geleneksel kimya ve modern kimya olmak üzere 4 kısma ayrılabilir.
Binlerce yıl öncesinden 17. yüzyıla kadar etkileri devam eden, maddeleri birbirine karıştırarak ölümsüzlük iksirini keşfetmeyi ve sıradan madenleri altın gibi değerli madenlere çevirmeyi hedefleyen uğraşa simya denir.
a) Simya Öncesi Dönem
Antik Mısır döneminde başlamıştır. Bazı uygarlıklar altın, gümüş, civa, kurun gibi günlük hayatta sık kullanılan metalleri tanımlamış ve bunlara semboller vermiştir.
b) Simya Dönemi
Bu dönemde, simyacılar ucuz metallerden altın elde etmeyi mümkün kılan felsefe taşını üretmeye ve ölümsüzlüğü sağlayacak olan ölümsüzlük iksirini bulmaya çalışmışlardır.
Simya döneminin bir bilim olarak sayılmamasının nedeni; çalışmaların bilimsel bir yöntemle yapılmaması (daha çok deneme-yanılma yöntemiyle rastlantısal keşifler yapıyorlardı) ve sistematik bilgi birikimi olmamasıdır.
Simya ne kadar bir bilim olarak sayılmasa da, simyacılar kimyanın gelişimine katkı sağlayacak altyapıyı hazırlamışlar ve kimya biliminin gelişimine katkıda bulunmuşlardır. Newton gibi ünlü bilim adamları da simya yönünde çalışmalar yapmıştır.
Simya döneminin Robert Boyle’nin 1661 yılında yayınladığı The Sceptical Chymist eserinden sonra sona erdiği kabul edilmektedir.
c) Geleneksel Kimya
Bu dönem 17. yüzyılın sonları ve 19. yüzyılın ortaları arasında gerçekleşmiştir. Bu dönemde;
- Johann J. Beecher’ın yanma ile ilgili öne sürdüğü filojiston kavramı (bu kavram 18. yy boyunca genel olarak kabül görmüştür)
- Coulomb tarafından öne sürülen, benzer yüklü maddelerin bitbirini ittiği; karşıt yüklü maddelerin birbirini çektiği ve bu kuvvetin hesabını içeren bir kanun (günümüzde Coloumb yasası olarak geçmektedir)
- John Dalton tarafından sunulan atom teorisi (bu teori modern kimyanın temellerini atmıştır)gibi önemli olaylar gerçekleşmiştir.
d) Modern Kimya
Modern kimya, 19. yüz yılda başlar ve günümüze kadar devam eder. Bu dönemde gerçekleşen bir takım gelişmeler şu şekildedir:
- Dimitri Mendeleyev 1869 yılında bir eserinde periyodik tabloyu yayınlamıştır.
- William Crookes atom teorisinde ilerlemeler kaydetmiştir.
- J.J. Thomson kendi atom modelini geliştirmiş ve 1906 Nobel Fizik Ödülünü almıştır.
- Marie Curie radyoaktiviteyi, Polonyum ve Radyumu keşfetmiştir.
- Eugene Goldstein protonun varlığını ispatlamıştır.
- Wilhelm Roentgen, katot ışınlarının ürettiği ışıltıyı araştırırken kazara x-ışını keşfetti.
- Ernest Rutherford 3 çeşit radyoaktifliği; alfa parçacığı, beta parçacığı ve gama ışınını keşfetmiştir.
Kimya Ne İşe Yarar ?
Kimya, elementleri ve bunların oluşturduğu yapıları tanıtır bu yapıların bir biri arasındaki ilişkilerini inceler ve yorumlar. Kimya sayesinde bir yangının nasıl gerçekleştiğini, nasıl söndürüldüğünü bilebiliriz.
Ayrıca kimya sayesinde hangi maddenin hangi şartlarda hangi durumlarda bulunduğunu, nelerle tepkime verip yeni maddeler üretebileceğimizi biliriz. Ve bu bilgileri kullanarak uzak yıldızların, galaksilerin, gezegenlerin yaşlarını, sıcaklıklarını veya atmosferik bilgilerini inceleyebiliriz.
Kimya, günlük hayatımızda ise bir çok işi daha pratik bir şekilde yapmamıza olanak tanır. Örneğin şekerin çayda nasıl daha hızlı karışacağı gibi kolay bir bilgi bile kimya sayesinde bilebiliriz.
Kimya aynı zamanda sorgulamayı, başkasının fikirlerini deneylerle test etmeyi öğretir ve kendi dilimizde ifade edebildiğimiz tepkimeleri evrensel kimya diliyle herkesle paylaşmamıza imkan verir.
Evrensel Kimya Dili ?
Her bilimde olduğu gibi kimyada da kimyaya özgü şeylerin gösterim biçimi vardır. Öncelikle kimyasal kavramları tanıyalım.
Madde ya da özdek, uzayda yer kaplayan (hacim), kütlesi olan tanecikli yapılara denir. 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz (hissedebildiğimiz) canlı ve cansız varlıklardır. Maddenin en küçük yapı birimi atomlardır. Atomlar birleşerek maddeleri meydana getirir. Örneğin: iki hidrojen atomu ile bir oksijen atomu birleşerek suyu meydana getirirler. Atom elektron nötron ve protondan oluşmuştur.
Maddenin bileşimini (yapısındaki atomların birbirine göre bağıl miktarını) değiştirmeyen ancak maddenin fiziksel yapısını değiştiren etkenler (fiziksel değişim) olabildiği gibi; maddenin bileşimi değiştiren kimyasal değişimler de olabilmektedir.
Kimya biliminde elementler kendilerine özel bazı harflerle gösterilir. Örneğin “B” harfini dünya üzerindeki herhangi bir kimyacı gördüğü zaman bor elementi aklına gelir. Matematik için sayılar ne işe yarıyorsa kimya içinde elementlerin gösterimi o işe yarıyordur. Maddeleri tanımlamak için elementlerin bu kısa harflerinden yararlanıyor böylece tepkimeleri daha rahat gösterebiliyoruz.
Konu ile ilgili diğer gönderilerimize de bakmayı unutmayın... Elementler ve Bileşikler
Yorum Gönder